True Detective dizisinin açılış jeneriğinde olan şarkı:))
29 Ocak 2014 Çarşamba
İhap Hulisi'nin Milli Piyango Reklamları
İhap Hulusi Görey
(28 Kasım 1898, Kahire - 27 Mart 1986, İstanbul), Türk grafik tasarımcısı,
illüstratör.
Görey, Türk
grafik sanatının kurucusu ve reklamcılığın ilk büyük isimlerindendir. En çok
bilinen işleri Türk markaları için yaptığı tasarımlardır. Birçok devlet kurumunun
kurumsal kimliğini oluşturmuş ve bunları yaparken aslında yeni kurulmuş Türkiye
Cumhuriyeti'nin görsel kimliğinin oluşturulmasında katkı sağlamıştır.
Bu Milli Piyango afişlerini bana ulaştıran Gökçen arkadaşıma teşekkür ederim:))
Muzaffer Nasıl Premium Oldu?
Muzaffer Mobilya çok çalıştı bayiliklerini arttırdı ve Premium oldu.
Neden garipsiyorum acaba? Muzo Premium olsa daha mi iyiydi?
Bir an reklamda görünce şaşırdım da ismi uyumlayamadım.
Bir an reklamda görünce şaşırdım da ismi uyumlayamadım.
28 Ocak 2014 Salı
Wadjda Hakkında Bir Film
Wadjda yani Vecide 11 yaşında bir kız çocuğudur.
Suudi Arabistan'da yaşar ve özgür davranmak ister.
Okula gider ancak derslerle arası pek iyi değildir, tek amacı ise bir bisiklet almaktır. Bunun için para biriktirmeye karar verir ve bileklik yapıp satar. Okul müdüresinin gözü üzerindedir. Kuran okumakta da zorlandığı için hocaları onu sık sık uyarır. Biriktirdiği para ise bisiklet almaya yetmemektedir. Tek çaresi Kuran okuma yarışmasından para kazanarak istediği şeyi almasıdır.
Malum Suudi Arabistan'da kadının söz hakkı yok. Tüm sözleri erkekler söyler. Araba kullanmaları yasak, seçme ve seçilme hakları yok, yüzlerini örtmeleri, kara çarşafla gezmeleri gerekiyor.
Vecide'nin evinde ise büyük sorunlar vardır. Annesi erkek bir çocuk doğuramadığı için babası üstüne kuma getiriyor. Ülkede kadının yok sayılması toplumun en küçük biriminde de devam ediyor.
Vecidi asi bir kızdır. Converse tarzı ayakkabı giyer, mavi oje sürer, yabancı müzik dinler, düşündüğünü hemen söyler, saçını tam örtmez ve en yakın arkadaşı erkektir. Bisiklete binmeyi de ondan öğrenir.
Kuran okuma yarışmasında birinci olur, evin terasında ise onu bir bisiklet beklemektedir.
Bisiklet çocuk için özgürlük demektir, alıp başını gitmek, sorunlardan kurtulmak demektir.
Vecide, erkek arkadaşı Abdullah ile bisiklet yarışı yapar ve onu geçerek anayola doğru hızla bisikletini sürer.
İstediği özgürlüğe artık sahiptir...
Kadın yönetmen Haifaa al-Mansour ülkedeki kadınların tüm sorunlarını bir filme yedirmeyi başarıyor.
Küçük bir kız çocuğu üzerinden kadınların ne kadar kısıtlandığını görebiliyoruz. Gayet masumane istekler baskıcı rejim yüzünden yasaklanıyor.
Ayrıca film Arabistan'da (gizli olarak )çekilen ilk film olma özelliğini taşıyor. 2014 Oscar için En İyi Yabancı Film dalında başvuruda bulunulmuş ancak elenmiş.
İyi seyirler:))
27 Ocak 2014 Pazartesi
26 Ocak 2014 Pazar
En Büyük Fobim: Aslan Tarafından Parçalanmak
Bir aslan tarafından parçalanarak ölmek çok kötü bir şey olsa gerek.
Tabii bu milyonda bir ihtimal gibi gelse de çok gerçekçi.
Örneğin hayvanat bahçesine gitmişim, aslanların kafesinin önündeyim.
Karnı çok acıkmış olan aslan kafesin önüne doğru gelip bana kükrüyor.
Bakıcısı içeri giriyor ve ona saldırıyor, ben tirtir titriyorum ve aslan kafesten çıkıyor.
Bir sağa bir sola bakıyorum ve arkamda aslanı buluyorum. Sonrası malum beni yiyiyor.
İkinci örnek ise sirkteyim, aslanlı gösteri var.
Bende izliyorum ama bir yandan korkuyorum ya gelirse diye...
Olan oluyor aslanın gözü dönüyor ve seyircilerin arasına dalıyor.
En yakınında da ben varım. Bir tanıdık önden bilet bulmuş bu da benim sonum olmuş.
Evcilleştirilmeye çalışılan aslan beni yedi.
Üçüncü örnek Doğu Anadolu'da en son leopar vuruldu.
Aslan da yaşıyor olabilir.
Ben de GAP turundayım bir dağa çıkıyorum fotoğraf çekmek için.
Sonra yolumu kaybediyorum ve kükreme sesleri geliyor.
Aslanın fotoğrafını çekmek istiyorum ki arkamda bir diğeri beliriyor.
Meğer bir aile varmış.
Bende onların akşam yemeği oluyorum.
Dördüncü örnek ise Hollywood'a gittim.
Taktım kafaya oyuncu olacağım. Figürasyon olarak bir filmde rol alacam sirk sahnesi var.
Sahnede aslanlar kafesten kaçıp izleyiciyi kovalıyor. Bir iki tekrarda bir sıkıntı yok.
Ancak 20. tekrarda aslanlar acıkmış olduğu için ilk gördükleri FGR'ye saldırıyorlar.
O da benim... Hollywood'da ölen tek Türk figurasyon oyuncusu olarak yıldıza adımı yazıdırıyorum.
Hiç param kalmamış iş arıyorum, aslan terbiyecisi olarak bir ilan gördüm.
Başvurduğum gibi beni aradılar. Gittim görüştüm minicik aslanlar, zarar gelmez diyorum.
Senelerce emek verip besliyorum ancak 5 yıl sonra aç kalan nankör kedigiller beni yiyiyor.
Kötü kader.
Evlenmişim mutluyum ama kocamın bir sırrı var gece 12.den sonra kurtadam değil de aslan oluyor.
Her gece 11.40.da beni uyutuyor kapıyı üstüme kilitliyor ancak bir gece ben su içmeye kalkıyorum.
Mutfakta bir de ne göreyim aslan! Kocamı çağırıyorum aslan konuşuyor.
Geliyorum diye.
Sonrası malum.
Sonuncu örnekse çok param var Afrika'da safarideyim.
Çikolata renkli bir rehber beni ciple gezdiriyor. Aslanların olduğu yere geliyoruz.
Adam bana "in ve fotoğraf çek" diyor.
"Sen gazla git gerek yok" diyorum. Adam diyor "teker patladı".
Bunu duyan aslanlar dört nala cipe doğru geliyor.
Saklanmak ne fayda üstlerine doğru koşuyorum.
Yeneceksem yeneyim Allah Allah! diye.
Vicdani misiniz Efruz mu? Gözlerimi Kaparım...
Haldun Taner 1964 senesinde iki perdelik oyun yazar.
Adı "Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparım".
2. Meşrutiyet-12 Mart tarihleri arasınında geçer.
Can Doğan'ın rejisiyle Şehir Tiyatroları'nda izlenebilir.
Asıl soru: Vicdani mi olmak Efruz mu olmak gerek?
399 numaralı çocuk.
Vicdani ve Efruz çocukluk arkadaşıdır.
Vicdani; iyi niyetli, saf, vatanını, milletini düşünen her zaman büyüklerinin dediklerini dinleyen bir çocuktur.
Efruz ise; açıkgöz, kendini düşünen, çıkarları doğrultusunda davranan, uyanık, yaramaz bir çocuktur.
Vicdani Efruz'u kardeş gibi görse de onun yüzünden ömrü boyunca acı çeker.
Okulda Efruz'un yemesi gereken! dayakları Vicdani yer.
Haksız yere dayak yediğini hocasına ima ettiğinde karşılaştığı tepki "hocanın vurduğu yerde gül biter" olur.
Asıl temsili olan Efruz gibilerdir. Vicdani gibiler daha azınlıkta olduğu için salak kategorisinde değerlendirilir.
Dürüst olan Vicdani, her zaman bu huyu yüzünden hayatta geri düşer.
Bir gün yolda bulduğu saati karakola götürür. Bu yaptığının karşılığında polisin hırsızlık suçlamasıyla karşılaşır. Ağlayarak orayı terkeder arkasından gelen Efruz yalan söyleyerek polisten saati alır ve bunun karşılığında kendine bir bisiklet alır.
Devletin ve polisin gözünde de dürüst insan saygıyı hakeden insan değildir. Vicdani başına gelen bu olaylara rağmen değişmez.
Kendine bir yol çizmiştir, memleketine yararlı olacaktır.
Efruz'un kendine çizdiği yol para üstüne kuruludur. Yani kendine yararı dokunacaktır.
Okul biter iş başlar.
Yıllar sonra iş hayatında karşılaşırlar. Vicdani az miktarda maaşla bir işe girer. Arkasından gelen Efruz patrona çeşitli şekilde yol yaptığı alavere-dalavereyi iyi bildiği için yüksek maaşla aynı yerde işe başlar.
İş bilmeyen sekreteri kendilerine kapatma yapar ve ardından Vicdani'ye namuslu eş diye kakalarlar.
Vicdani olayların farkına varır ancak işini yine gerektiği zamanda terkedemez. Çalışanların menfaatini göz ardı edemeyecek nitelikte salaktır, başkalarının gözünde.
Efruz güçlenir, Vicdani delirir.
Efruz değişen politikalara hemen ayak uydurur, gazete sahibidir ve Adalet Partisi'nden siyasete atılmaya karar verir. Yanında dürüst bir insan olmasını ister, sebep ise "şans getirmesi"dir.))
Vicdani Efruz ile çalışmaya başlar. Yine başına binbir türlü işler açılır.
Kendini hapiste bulur. Efruz kirli çamaşırlarını onun üstüne atmıştır.
Para her kapıyı açar, polis ve adalet Efruz'u suçsuz Vicdani'yi suçlu bulur.
Vicdani için dönüşü yoktur, plak sendromuyla sürekli eskiyi tekrarlar ve akıl hastanesine düşer. Efruz ise umursamadan yoluna devam eder.
Her iki karakter bu özelliklere doğuştan sahiptir. Sonradan değişmemişlerdir.
Efruz kazanmış Vicdani ise kaybetmiştir.
24 Ocak 2014 Cuma
İstanbul Modern "Komşular" Sergisi
İstanbul Modern'de 9 Ocak'ta açılmış bir sergi var...
"Komşular-Türkiye ve Çevresinden Güncel Anlatılar" başlığı altında Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu gibi komşu coğrafyalardan öncü sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor.
Hikaye anlatımı ve yolculuk temalarına odaklanırken, hareketlilik, göçmenlik, gezginlik gibi konularda oluşturulan sanat eserlerini içeriyor.
Özellikle Mounira Al Solh'un "Dilsiz Dil" adlı 2010 videosu en çok ilgimi çeken eserdi.
Sanatçı 19 atasözünü canlandırmış. Bunlardan bazıları "Tefsiz Oynamak", "Acıdan Dans Etmek".
Kendini izlettirmesini bilen bir eser. Sergi içinde 4 ekranda gösterilmekte.
Kapıdan girişte Nil Yalter'in çadırı sizi karşılıyor.
Piktor yazılı klübede Arnavut sanatçının eserleri var. "İtalya'da Michalangelo okudum, burada sahte diploma yapıyorum" diyerek sanatına önem verilmediğinin altını çiziyor.
Turhan Selçuk'un Abdülcanbaz'ı da sergileniyor.
"Tekrarlar Mısın?" adlı videonun bölünerek sergilenmesinin izleyici için daha rahat olacağını düşünüyorum.
Bu sefer güzel bir seçki olmuş, belki videolar tekrar izlenebilir.
23 Ocak 2014 Perşembe
Yılın En İyi Kitabı: Fang Ailesi - Kevin Wilson
Caleb ve Camille Fang, sanat sanat içindir kavramını benimsemiş iki performans sanatçısıdır.
Birlikten kuvvet doğar diyerek eserlerini beraber sergilerler. Zamanla çocukları "A" ve "B" de bu durumun bir parçası olur. Her ne kadar istekli olmasalar da anne ve babalarının dediklerini yapmak zorundadırlar. Sürekli halkın arasında bir performans sergileyip kameraya kaydederler.
Özellikle Celeb Fang sert sınırları olan bir sanatçıdır. Önceleri çocukları bile hayatında istemez ama Camille onu herşeyin daha iyi olacağına ikna eder. Ancak Annie ve Buster Fang aileyi sorgularlar. "Onlar olmasa biz daha rahat ve mutlu olurduk" diye düşünmeden edemezler.
Annie Hollywood yıldızı olmak için evden ayrılır ve çetrefilli bir aktris yaşamı başlar. Buster ise oyunlar yazan, romanları çok satmayan bir yazardır.
Annie son filminde soyunma sahnesiyle ilgili bir sorun yaşar ve kariyeri tehlikededir. Buster'ın ise ağzı burnu kırılmış ölümden dönmüştür.
Çocuklar tekrar toparlanmak için çareyi anne ve babalarının evine gitmekte bulurlar.
Caleb ve Camille evi çocuklarına bırakarak ortadan kaybolurlar. Yol kenarında üstü kanlı bir arabayı geride bırakmışlardır. Polisler onların kaçırılarak öldürüldüğünü düşünse de onları çok iyi tanıyan çocukları, bunun Fang'ların son ve en büyük eseri olduğunu iddia eder. Annie ve Buster onları saklandıkları yerden çıkarmak için çeşitli yollar deneyeceklerdir.
Bu yolculuğun sonunda kendileri için de yeni kararlar alacaklardır.
Muhteşem kurgusu ve çarpıcı sonuyla son
zamanlarda okuduğum en iyi kitap.
Özellikle "performans
sanatı"na olan saygımdan dolayı Fang Ailesi bende ayrı bir yer edindi.
Time, Guardian, Amazon, Esquire, People
ve Kirkus tarafından "Yılın En İyi Kitabı" seçilmiş.
Kesinlikle her bir satırı atlanmamalı
diye düşünüyorum. Domingo Yayınları çok yaşasın!
Kevin Wilson'un yeni kitabını 4 gözle
bekliyorum.22 Ocak 2014 Çarşamba
Bitki Belgeselim: "Bitkisel Hayat"
Türkiye, barındırdığı bitki türleri bakımından dünyanın en
zengin ülkelerinden biridir. Yaklaşık 9.000’den fazla bitki türünün
mevcut olduğu ülkemizde, yüksek dağ çayırlarından, bazı tropik bitkilere;
bozkırlardan, iğne yapraklı ve geniş yapraklı ormanlar kadar çok çeşitli bitki
toplulukları bulunmaktadır. Bu sayı alttür ile birlikte 10.765'e ulaşır.
Dünyanın başka yerlerinde hiç bulunmayan ülkemize has (endemik) bitki türleri
de bitki varlığımızın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Bu faktörlerin başında, kuşkusuz iklim gelmektedir.
Bulunduğu konum itibariyle çeşitli iklim özelliklerine sahip olan ülkemizde, bu
iklim özellikleri, farklı bitki türlerinin yetişmesine imkân vermiştir.
Bitkiler
olmasaydı...
Bitkiler
olmasaydı ne hayvanlar ne de insanlar var olabilirdi. Bitkilerin, zengin bir
besin deposu olmanın ötesinde birçok yararı vardır. Güzel görünümleriyle
doğayı süsleyen bitkiler, fotosentez sırasında karbon dioksit alıp oksijen
açığa çıkardıklarından, insan ve hayvanların solunumu için
bitkilerin varlığı çok önemlidir. Ayrıca kökleriyle toprağı tutarak erozyonu
(toprak kayması) önlerler. Bitkilerden yakacak, kâğıt, kereste, zamk, boya,
ilâç, reçine, kauçuk, bitkisel yağlar ve dokumacılığın ham maddesi olan
bitkisel lifler gibi, birçok değerli ürünler elde edilebilir.
TV belgeselimin format hakkı bana aittir:)
Sunum gizlidir:))
21 Ocak 2014 Salı
20 Ocak 2014 Pazartesi
Tiffany Kahvaltı Salonu :))
Tiffany'de Kahvaltı Filmi:))
Tiffany Kahvaltı Salonu'nda kruvasan yenir.
19 Ocak 2014 Pazar
İşletim Sistemine Aşık Olanların Filmi "HER" - Spike Jonze
"Being John Malkovich" ve "Adaptation" filmlerinin yönetmeni Spike Jonze, yine ilginç bir filme imza atmış.
Eşinden boşanmak üzere olan Theodore kendini yalnız ve güçsüz hissetmektedir.
Başkaları için duygusal mektuplar yazarak hayatını kazanır ve şehri gören bir gökdelende oturur.
Bir gün telefonuna kusursuz bir yapay zeka sistemi için kurulum yapar. Kadın karakter olan Samantha'yı seçer. Önceleri Theodore bir kadın ile iletişim kuruyor olmasını önemsemez ancak zamanla işler değişir.
Başlarda mailleri okuyup onunla kısa sohbetler yapan Samantha, giderek işiyle özel hayatını karıştırır. Theodore'u baştan çıkarır. Ve artık bir ilişki içerisindelerdir.
Bu da gerçek bir (kanı canı olan insan) kadın ile birlikte zaman geçirmesini engeller.
Hatta işletim sistemi yüzünden eski karısından boşanmak için harekete geçer.
Yakın bir arkadaşı da kocasından boşanmak üzeredir.
O da utana sıkıla tek destekçisinin "işletim sistemi" olduğunu ve onun en yakın arkadaş olarak benimsediğini itiraf eder. Theodore daha da cesaretlenir, Samantha ile nefes almaya başlamıştır. Ona gerçek hayatı hissettirmek gibi bir görev edinir. Esen rüzgarı teninde hissetmesi için hızlıca koşar, denizin kokusunu alması için onu sahile götürür, onu hep cebinde taşır. Aslında bir nevi Samantha'yı değil Theodore kendini avutur.
Samantha onun için mektuplarından bir seçki oluşturur ve yayınevine gönderir.
İyi haber ise Theodore'a teklif edilen bir görüşmedir.
Erkek ve kadın ilişkide bire bir olmak ister. Arada parazitleri pek haz etmezler. Aşk varsa tabii!
Samantha sonuçta bir işletim sistemi... Günde kaç kişiyle konuşuyor ve kaç adama "Seni Seviyorum" diyor bilinmez. Theodore bunu kaldıracak bir erkek olmadığı için yalnız kalırım, dostuma sığınırım mantığıyla tekrar başa dönüyor. Bu sefer ayakları yere daha sağlam basarak.
Ağır giden bir tempoya sahip olan "Her" bir insanın başka birine ne kadar ihtiyacı olduğunu gösteriyor. Özellikle de teknoloji çağında...
Film 5'i Oscar 57 ödül kazanmış.)
İzleyenlere iyi seyirler...
16 Ocak 2014 Perşembe
Young and Beautiful - François Ozon
Yaz mevsiminde sahilde üstsüz güneşlenen Isabelle bir dürbünden gözetleniyor...
Bir bakıma 17 yaşındaki bu genç kızın bir senesini dikizleyeceğimizin sinyali veriliyor.
Isabelle'in en büyük artısı çok güzel olması, eksisi ise fahişe olmak için kararlılığı...
Alman Felix ile ilk birlikteliğini gece vakti kumsalda yaşayan Isabelle için bu daha başlangıçtır.
Felix aralarında bir ilişki olabileceğini düşünür, az da olsa saygıyı ve ilgiyi hakettiğini sanır ancak artık bakire olmayan kızımız için hiçbir değeri yoktur. Filmin sonunda yakın arkadaşı bir çocukla yatar ancak beklediği ilgiyi göremez, ağlarken Isabelle onu teselli eder "Bitti, kurtuldun işte ağlama".
Lea adıyla bir internet sitesinde kendi profilini oluşturur, yeni bir telefon hattıyla da buluşmalarını ayarlar.
Güzel otellere iş kadını gibi giyinip gider, para karşılığında seks yaptıktan sonra 17 yaşında bir öğrenci olarak giyinir çıkar.
Tecrübesi ve parası artar. Yaşlı adamlar takıntısıdır. Özellikle beyaz saçlı George onun için özeldir.
Ömrünün son demlerinde performans arttırıcı ürün kullanan George, kalp krizi sonunda sevişirken ölüverir.
Zavallı Isabelle ise bu fahişelik işinden vesileyle soğur.
Ne varki ölü adamı otel odasında bırakıp kaçtığı için polis peşindedir.
Annesi ise olayı öğrenince ne yapacağını bilemez. Küçük erkek kardeş zaten cinsel uyanışlara meraklıdır, üvey baba ise bazen evde çıplak gezer, anne aile dostu zenciyle yatmaktadır...
Yani herkes cinsel özgürlüğün tadını çıkarır.
Ailede ve yakın çevrede Isabelle'in yeni mesleğini bilmeyen kalmamıştır.
Küçük erkek kardeş sınıflarında bir kızın 5 Euro karşılığında Fransız öpücüğü verdiğini söyler. Ablası Isabelle ise güler "Çok ucuzmuş" yorumunda bulunur.
Bu saplantılı durumu atlatmak için psikoloğa gitmeye başlar. İşler bazen zorlaşsa da Isabelle'in bazı şeylerle yüzleşmesi gerekecektir...
François Ozon, reşit olmamış bir ergenin cinselliği keşfetmek için farklı bir yol seçmesini filminde çok güzel işlemiş. Başrol uyuncusu seçimi kusursuz, senaryoda ise tüm taşlar yerine oturmuş.
"Genç ve Güzel" filmini Başka Sinema kapsamında izleme fırsatı buldum. Sabah 11 seansı olmasına rağmen salonda 20'ye yakın izleyicinin bulunması ise beni son derece mutlu etti.
Darısı diğer filmlerin başına:)))
Kimler Oscar'a Aday Olmuş?
En İyi Film
Nebraska
American
Hustle
Captain Philips
Philomena
Dallas
Buyers Club
12 Years a
Slave
Gravity
The Wolf of
Wall Street
Her
En İyi
Yönetmen
American
Hustle / David O. Russell
Gravity /
Alfonso Cuarón
Nebraska /
Alexander Payne
12 Years a
Slave / Steve McQueen
The Wolf of
Wall Street / Martin Scorsese
En İyi Erkek
Oyuncu
Christian
Bale / American Hustle
Chiwetel
Ejiofor / 12 Years a Slave
Bruce Dern /
Nebraska
Matthew
McConaughey / Dallas Buyers Club
Leonardo
DiCaprio / The Wolf of Wall Street
En İyi Kadın
Oyuncu
Amy Adams /
American Hustle
Judi Dench /
Philomena
Cate
Blanchett / Blue Jasmine
Meryl Streep
/ August: Osage County
Sandra
Bullock / Gravity
En İyi
Yardımcı Erkek Oyuncu
Barkhad Abdi
/ Captain Phillips
Bradley
Cooper / American Hustle
Michael
Fassbender / 12 Years a Slave
Jonah Hill /
The Wolf of Wall Street
Jared Leto /
Dallas Buyers Club
En İyi
Yardımcı Kadın Oyuncu
Sally
Hawkins / Blue Jasmine
Julia
Roberts / August: Osage County
Jennifer
Lawrence / American Hustle
June Squibb
/ Nebraska
Lupita
Nyong’o / 12 Years a Slave
En İyi
Animasyon
The Croods
Despicable
Me 2
Ernest &
Celestine
Frozen
The Wind
Rises
Yabancı
Dilde En İyi Film
The Hunt /
Danimarka
The Great
Beauty / İtalya
The Broken
Circle Breakdown / Belçika
The Missing
Picture / Kamboçya
Omar /
Filistin
En İyi Özgün
Senaryo
American
Hustle / Eric Warren Singer and David O. Russell
Blue Jasmine
/ Woody Allen
Dallas
Buyers Club / Craig Borten & Melisa Wallack
Her / Spike
Jonze
Nebraska /
Bob Nelson
En İyi
Uyarlama Senaryo
Before
Midnight / Richard Linklater, Julie Delpy, Ethan Hawke
Captain
Phillips / Billy Ray
Philomena /
Steve Coogan and Jeff Pope
12 Years a
Slave / John Ridley
The Wolf of
Wall Street / Terence Winter
En İyi
Belgesel
The Act of
Killing
Cutie and
the Boxer
Dirty Wars
The Square
20 Feet from
Stardom
En İyi Müzik
The Book
Thief / John Williams
Gravity /
Steven Price
Her /
William Butler and Owen Pallett
Philomena /
Alexandre Desplat
Saving Mr.
Banks / Thomas Newman
En İyi Şarkı
“Alone Yet
Not Alone” / ALONE YET NOT ALONE
“Happy” /
DESPICABLE ME 2
“Let it Go”
/ FROZEN
“The Moon
Song” / HER
“Ordinary
Love” / MANDELA: LONG WALK TO FREEDOM
En İyi
Görüntü Yönetmeni
The
Grandmaster / Philippe Le Sourd
Inside
Llewyn Davis / Bruno Delbonnel
Gravity /
Emmanuel Lubezki
Nebraska / Phedon
Papamichael
Prisoners /
Roger A. Deakins
En İyi
Kostüm Tasarımı
American
Hustle / Michael Wilkinson
The
Grandmaster / William Chang Suk Ping
The Great
Gatsby / Catherine Martin
The
Invisible Woman / Michael O’Connor
12 Years a
Slave / Patricia Norris
En İyi
Görsel Efekt
Gravity
The Hobbit:
The Desolation of Smaug
Iron Man 3
The Lone
Ranger
Star Trek
Into Darkness
15 Ocak 2014 Çarşamba
The Secret Life Of Walter Mitty
Filmin türü: Romantik-Komedi-Dram-Macera-Fantastik
"The Secret Life Of Walter Mitty" ilk olarak 1939 senesinde James Thurber tarafından The New Yorker adlı dergide kısa bir hikaye olarak yer almış.
Ardından 1947'de filme çekilmiş. Hatta 1960'da Brodway'de sahnelenmiş.
Ben Stiller ise senaryoyu Steve Conrad'a yazdırmış. Hatta filmi yönetmiş ve başrolünde oynamış.))
Ortaya çok güzel, soft bir film çıkmış.
"Hayal Kurmayı Bırak Yaşamaya Bak!" sloganıyla kendini bulmaya çalışan Walter Mitty'nin öyküsü 114 dakikaya sığdırılmaya çalışılmış.
Sık sık uzaklara dalarak hayal gören Walter, negatif film amiri olarak Life dergisinde çalışmaktadır.
Hayallerinde tuttuğunu koparır, normal hayatında olduğunun tam aksine kahraman bir karakterdedir.
Bazen dergiye yeni atanan müdür ile sokaklarda kıyasıya dövüşür, bazen de hoşlandığı kadını maceracı kişiliğiyle etkiler ve ona sahip olur.
Ama hep kazanır...
Derginin özgür ruhlu fotomuhabiri Sean ona doğumgünü için özel bir cüzdan ve 24 tane film negatifi gönderir.
25. negatif ise ortada yoktur. En kötü durum ise yeni gıcık müdürün 25. negatifi derginin son sayısına kapak yapacak olmasıdır.
Walter fotoğrafı bulamaz, çok şanssızdır...
Tıpkı aşkta olduğu gibi... İnternette dating sitesine kaydolur. Ancak kimse ona bir "göz kırpma"sı bile göndermez.
O ise işyerinde görüp hoşlandığı Cheryl'ye açılamaz.
Site sahibi Todd ise (Patton Oswalt), onun profilini zayıf görür ve gezmemiş, macera yaşamamış erkeğin kızlardan yana şansının açık olmayacağını savunur.
İlişki sorununu yüzyüze iletişimle çözmek için cesarete ihtiyacı vardır.
Bu cesarette 25. filmi ararken yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.
Fotomuhabir Sean rolünde oynayan Sean Pean yine döktürüyor. Tüm film Ben Stiller'ı peşinden koşturuyor.
Gröland (Helikopter ve köpekbalığı mücadelesi)-İzlanda ( Eyjafjallajökull volkanı)
25. negatif hayata karşı pozitif olmuş Walter olarak karşımıza çıkıyor.
İyi seyirler...
Binali Yıldırım'ın Kokusu Çıkmış
Binali Yıldırım Izmir'deki mitingde koku dagitmis.
Olağanüstü yaratıcı bir buluş.
Marilyn Monroe "yatarken üstüme chanel no 5 giyiyorum" demis taaa yıllar önce.
Akpli kadınlar da yatarken Binali Yıldırım giyecekler pijama olmadan tabii ki...
Nasıl kokuyor acaba hacı misi gibi mi bence alanlar wc kokusu yapar ya da cook güzeldir Beckham.a rakip olur...
Olağanüstü yaratıcı bir buluş.
Marilyn Monroe "yatarken üstüme chanel no 5 giyiyorum" demis taaa yıllar önce.
Akpli kadınlar da yatarken Binali Yıldırım giyecekler pijama olmadan tabii ki...
Nasıl kokuyor acaba hacı misi gibi mi bence alanlar wc kokusu yapar ya da cook güzeldir Beckham.a rakip olur...
14 Ocak 2014 Salı
Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil / Chan-wook Park
Ssaibogeujiman Gwaenchanha,
I’m a Cyborg But That’s OK
Yönetmen: Chan-wook Park
Filmin Türü: Romantik, Komedi, Dram
Yapım Yılı: 2006
Ülke: Güney Kore
Senaryo yazarı: Seo-Gyeong Jeong,
Chan-wook Park
Başrol Oyuncuları: Su-jeong Lim, Rain,
Hie-jin Choi, Byeong-ok Kim, Yong-nyeo Lee, Dal-su Oh, Ho-jeong Yu
Kendini fare zannedip sürekli turp
kemiren bir büyükanne.
Enerjisini pillerden ve elektrikten alan bir robot olduğunu
düşünen torun.
Bunların biraz kaçık olduğunu konu komşunun öğrenmesinden
korkan bir anne.
Büyükannenin davranışları katlanılamaz olunca akıl
hastanesine yatırma kararı alınır.
En trajik durum ise evde kalan takma dişlerini torununun
ona ulaştırmamasıdır.
Torun, bir gün işte çalışırken dış sesin talimatlarına uyar
ve bileklerini kesip kendini pirize bağlar. Patlama sonucunda kendini akıl
hastanesinde bulur.
Amacının intihar etmek olduğunu sanan doktorların tezi
kızın yemek yememesiyle kesinleşir.
Ancak bilmedikleri tek şey onun enerjisini elektrikten
aldığını sanmasıdır.
Bunu ancak tavşak maskesi takan, zıplayarak yürüyen, ilgi
çekmek için hırsızlık yapan annesiz genç delikanlı anlar.
Ve onun elinden tutar.
İkisi birbirine sığınır.
Aklın yolu birdir ama yapılan tek akıllıca hareket ise
kızın tekrar yemek yemesini kalıcı bir çözümle delikanlının sağlamasıdır.
Her ne kadar son sahnede yıldırımdan
gelen 1 milyar volt elektriği almak için çabalasalar da gökkuşağını üstlerinde
bulurlar.
Son zamanlarda yönetmen Chan-wook Park,
"Oldboy"un Hollywood'da tekrar çekilmesiyle adından sözettirdi.
Film bugünlerde sinemalarda oynuyor.
Bana kalırsa tekrarını izlemeye gerek yok. Ustanın eline
kimse su dökemez.
Güney Kore sineması her daim 5 yıldız alır.
İyi seyirler.
Devil Baby Attack / Şeytanın Günü Filminin Tanıtımı
Başıboş dolanan bebek arabasının içinden korkunç bir şey fırlıyor ve görenler dehşete kapılıyor.
Bu tanıtım sayesinde filmi merak ettim.
"Şeytanın Günü" 24 Ocak'ta Türkiye'de vizyona giriyor.
Korkmayanlar izlesin!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7
God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...
-
Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gö...
-
God of Art- Sanat Tanrısı ARTEMİS Artemis kocaman bir sanat kitabındaki fotoğrafa bakıyordu. Bu fotoğraf Sistin Şapelindeki “A...
-
Young Hee, Güney Kore'de ünlü bir aktristir. Yönetmenle yaşadığı bir ilişki sonucunda kalbi çok kırılır. Çünkü adam evlidir. Hamburg...