Çağdaş Japon yaşamına akıllıca,
mizahi ve şen bir kaçamak bakış atan GÜNAYDIN, konuşmanın gücünü ve havadan
sudan söz etmenin nasıl da günlük yaşamımızı kolaylaştırdığını gözler önüne
seriyor. 1950’ler Japonya’sının, halkın birbirine sıkıca kenetlendiği bir
banliyö kasabasında, mahallede tek bir televizyon vardır. Minoru ve İsamu
Hayashi kardeşler, bir tür okul sonrası haccına dönüşen TV ziyaretlerinde
günlük sumo güreşi dozlarını alabilmek için çoğu kez İngilizce derslerini
kırarlar…
Eve geldiklerinde, akşam
yemeğindeki sohbetleri, kaçınılmaz bir biçimde, anneleriyle babaları onlara bir
televizyon alsın diye ardı arkası kesilmeyen yalvarmalara ve öfke krizlerine
dönüşür. Ancak babaları buna karşıdır, televizyonun Japon evlerindeki
varlığının ortaya “100 milyon aptal” çıkaracağını düşünmektedir. Baba,
oğullarına bitmez tükenmez kampanyalarına artık son verip bu konuda
konuşmamalarını söyleyince, çocuklar konuşmayı hepten kesmeye and içerler.
Ancak bu protestoları, sonunda bütün mahalleyi karışıklığa sürükler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder