Ana içeriğe atla

Tarlabaşı'nda bir set ziyareti-Bahar geldi!

Perşembe koşarak İstanbul Modern'e gittim tabiii Esma'yı da sürükledim peşimden. Ancak 2 ay once yine orada olan sergi vardı:)
Esma hadi dönelim dedi. Yalvar yakar Tarlabaşı'nda bir uzun metraj setine götürdüm onu, arkadaşı ziyaret etme hem de ticaret girişiminde bulunma amacıyla.
Kızcağız rüyasında set görmüş daha doğrusu kabus, malum oldu dedim:((()))
Allahtan hava güzeldi de yürüdük dolaştık Tarlabaşı'na vardık.
Garip bir binanın 7. katına yürüyerek çıktık. Asansör çağırınca geliyor ancak binince hareket etmiyordu.
Yedi katı çıktım hızla ve kondüsyonumu beğendim. Esma'nın dili dışarıdaydı en son. Ayrıca kaslarımın uzadığını farketmiş olması beni çooook mutlu etti. Spor hayatıma yüzerek devam ediyorum, neşeyle.
7 katın sonunda oturduğum koltuktan telefonum düştü, 7 kat düşecek diye nefesimi tuttum, kenardaki koltuğun altına gitti, nasıl rahatladım anlatamam. Ancak tüm sohbet süresince o anı tekrar içimde yaşayıp durdum. Telefonum yaşadığı için çok mutluyum:))
Ardından yürüyerek ve sohbet ederek Karaköy'de kahve içtik.
Baharın geldiğini o gün anladık zaten. Ve nihayet dedik.
Kış gitmek bahar ise gelmek bilmedi.
Hem bugünü yaşayınca direk yaza girmek üzere olduğumuzu anladım.
Bugün Cadde'de kahvaltı, Moda'da kahve, evde yemek (mantarlı makarna), Bebek'te bir tur, Sevillerde dondurma darken motor tepesinde gün bitti:))
2 öykü de yazdım çok yavan gelse de.
Yoruldum yaaaa, yarın belki havuza gideris, yüzerim de kaslarım uzar:)))
Hoşgeldin bahar, çabuk kuruyan çamaşırlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...