Iğdır’a 21 kilometre uzaklıktaki Bulakbaşı Köyü’ne ellerinde uzun namlulu silahlarla giren 2
PKK
’lı, köyde bulunan ilköğretim okulunun öğretmenler odasını
bastı. Öğlen arası için odada toplanan 19 öğretmen, karşılarında elleri
silahlı kişileri görünce büyük korku yaşadı. PKK’lılar, öğretmenlerden
Umut Görkem Sevinç, Ersin Karakaya, Soner Er, Mehmet Koçubaba, Lütfü
Atılmış ve Abdullah
Enes
Er’i silah zoruyla okuldan çıkardı. PKK’lıların okula
girdiğini gören köylülerin haber vermesi ile köy muhtarı Mehmet
Gültekin, jandarmaya haber verdikten sonra köylülerle birlikte okula
gitti. PKK’lıları “Öğretmenlerimizi götürmeyin” diyerek ikna etmeye
çalıştı. PKK’lılar köylüleri ve muhtarı tehdit ettikten sonra
öğretmenleri de yanlarına alıp köyden çıktı. PKK’lılar,
Ağrı
Dağı’nın Korhan Yaylası’na doğru götürdükleri 6 erkek
öğretmeni, 1 saat sonra serbest bıraktı. Serbest bırakılan öğretmenler,
köyde öğrenci ve meslektaşları tarafından sevinçle karşılandı. Serbest
bırakılan öğretmenler, cep telefonları ile yakınlarını da arayarak iyi
olduklarını bildirdi. İl Milli Eğitim Müdürü Dinçer Ateş, 600 öğrenci ve
19 öğretmenin bulunduğu ilköğretim okulunda yaşananlarla ilgili olarak,
“Kıllarına zarar gelmedi. Sağ salim hepsi döndü. Bir saat kadar ayrılık
yaşadık. Köylülerin sayesinde teröristler kaçırılan öğretmenlerimizi
bıraktı” dedi.
Köylüler siper oldu
Bulakbaşı Köyü Muhtarı Mehmet Gültekin yaşananları Radikal ’e anlattı. Öğretmenler kaçırılmasın diye kendilerini siper ettiklerini ifade eden Gültekin şunları söyledi: “İki PKK’lı okulu basarak 6 öğretmenimizi kaçırdı. Öğrencilerin köylülere haber vermesiyle köylü, kadın, çoluk çocuk demeden hepimiz var gücümüzle peşlerine düştük. Köylülerimizin bir kısmı yalvararak, ağlayarak, bir kısmı da tepki göstererek 1 saat içerisinde öğretmenlerimizi aldık getirdik. Köylü önlerine kendini siper etti. ‘Öğretmenlerimizi bırakmıyoruz. Bizi öldürün öyle götürün’ dedi. Baktılar kurtulacak durumları yok, öğretmenlerimizi vermek zorunda kaldılar. PKK’lıları köyün 5 kilometre üst tarafında yakaladık. Öğretmenlerimizi orada aldık onların elinden. Ne için götürdüklerini tartışamadık ama götürmelerine de fırsat vermedik. Bırakmadık, izin vermedik. ‘Hocalarımızı aldınız, bırakmayız’ dedik. Sadece 2 kişiydi, silahlıydılar. Öğretmenlerimizi sağ selamet aldık.’’
Her kesimden tepki
PKK’nın okul baskınına her kesimden tepki geldi. BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “Doğru bulmuyorum” demekle yetinirken, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, “Köylüler PKK’lıların önüne çıkmış, ‘bırakın bizim öğretmenlerimizi kaçıramazsınız’ demişler. PKK eğitime yönelik olarak eylemlerini arttırıyor. İki nedeni var bunun; birinci nedeni ‘bizim insanlarımızı asimile ediyorsunuz’ diyor. İkinci nedeni ise anadili gündemde tutmak” dedi. Sosyolog Prof.Dor. Mazhar Bağlı ise savaş dönemlerinde bile okullara saldırılmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Köylülerin karşı çıkması, halkla arasında bir mesafenin konulduğunun göstergesi. Sanırım şunun farkında değiller; günümüz toplumları çocuk merkezlidir ve aileler çocuk üzerinden yaşamını şekillendiriyor. Kimse, çocuğunun eğitimden uzak düşmesine razı olmaz. Örgütün esas hedefinin Kürtler ve bölge insanının refah düzeyi olduğuna ilişkin söylemimizin doğruluğunu gösteren bir parametre olabilir.”
‘Köylülerin tepkileri anlamlı’
Prof. Dr. Büşra Ersanlı: Anadilde eğitim veya başka bir talebi bu yolla istemek olmaz. Aile kadar önemli bir şey öğretmenler. Çocukların orada güvence altında olması lazım. Güvence altında olması demek öğretmenleri ile birlikte olmak demek. Bu manada köylülerin öğretmenlerine sahip çıkmaları anlamlı. Bu tür eylemlere tek yönden bakmamak gerekiyor. Eğitim sistemi tartışılmalı. Anadilde eğitim de bekliyor insanlar. Böyle bir aşırı tahammülsüzlük var.
Sivil eylem örgüte yaramaz
YAZAR FAİK BULUT: Bu eylemler tamamen devleti taciz etmeye yönelik. Onlara göre okul da öğretmen de devletin. Böyle bir mantıkla çıkıyorlar. Devleti yıpratma taktikleri uyguluyorlar. Devleti temsil edenlere yönelik eylemlerle biz buradayız mesajı veriyorlar. Sivillere yönelik eylemlerin ne örgüte ne de savunulan bir davaya hizmet ettiği kanısında değilim. Tersine, bu eylemlerin ne Kürt meselesine ne de örgütün yapmak istediği propagandaya yaradığını düşünmüyorum.
Köylüler siper oldu
Bulakbaşı Köyü Muhtarı Mehmet Gültekin yaşananları Radikal ’e anlattı. Öğretmenler kaçırılmasın diye kendilerini siper ettiklerini ifade eden Gültekin şunları söyledi: “İki PKK’lı okulu basarak 6 öğretmenimizi kaçırdı. Öğrencilerin köylülere haber vermesiyle köylü, kadın, çoluk çocuk demeden hepimiz var gücümüzle peşlerine düştük. Köylülerimizin bir kısmı yalvararak, ağlayarak, bir kısmı da tepki göstererek 1 saat içerisinde öğretmenlerimizi aldık getirdik. Köylü önlerine kendini siper etti. ‘Öğretmenlerimizi bırakmıyoruz. Bizi öldürün öyle götürün’ dedi. Baktılar kurtulacak durumları yok, öğretmenlerimizi vermek zorunda kaldılar. PKK’lıları köyün 5 kilometre üst tarafında yakaladık. Öğretmenlerimizi orada aldık onların elinden. Ne için götürdüklerini tartışamadık ama götürmelerine de fırsat vermedik. Bırakmadık, izin vermedik. ‘Hocalarımızı aldınız, bırakmayız’ dedik. Sadece 2 kişiydi, silahlıydılar. Öğretmenlerimizi sağ selamet aldık.’’
Her kesimden tepki
PKK’nın okul baskınına her kesimden tepki geldi. BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan, “Doğru bulmuyorum” demekle yetinirken, MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan, “Köylüler PKK’lıların önüne çıkmış, ‘bırakın bizim öğretmenlerimizi kaçıramazsınız’ demişler. PKK eğitime yönelik olarak eylemlerini arttırıyor. İki nedeni var bunun; birinci nedeni ‘bizim insanlarımızı asimile ediyorsunuz’ diyor. İkinci nedeni ise anadili gündemde tutmak” dedi. Sosyolog Prof.Dor. Mazhar Bağlı ise savaş dönemlerinde bile okullara saldırılmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Köylülerin karşı çıkması, halkla arasında bir mesafenin konulduğunun göstergesi. Sanırım şunun farkında değiller; günümüz toplumları çocuk merkezlidir ve aileler çocuk üzerinden yaşamını şekillendiriyor. Kimse, çocuğunun eğitimden uzak düşmesine razı olmaz. Örgütün esas hedefinin Kürtler ve bölge insanının refah düzeyi olduğuna ilişkin söylemimizin doğruluğunu gösteren bir parametre olabilir.”
‘Köylülerin tepkileri anlamlı’
Prof. Dr. Büşra Ersanlı: Anadilde eğitim veya başka bir talebi bu yolla istemek olmaz. Aile kadar önemli bir şey öğretmenler. Çocukların orada güvence altında olması lazım. Güvence altında olması demek öğretmenleri ile birlikte olmak demek. Bu manada köylülerin öğretmenlerine sahip çıkmaları anlamlı. Bu tür eylemlere tek yönden bakmamak gerekiyor. Eğitim sistemi tartışılmalı. Anadilde eğitim de bekliyor insanlar. Böyle bir aşırı tahammülsüzlük var.
Sivil eylem örgüte yaramaz
YAZAR FAİK BULUT: Bu eylemler tamamen devleti taciz etmeye yönelik. Onlara göre okul da öğretmen de devletin. Böyle bir mantıkla çıkıyorlar. Devleti yıpratma taktikleri uyguluyorlar. Devleti temsil edenlere yönelik eylemlerle biz buradayız mesajı veriyorlar. Sivillere yönelik eylemlerin ne örgüte ne de savunulan bir davaya hizmet ettiği kanısında değilim. Tersine, bu eylemlerin ne Kürt meselesine ne de örgütün yapmak istediği propagandaya yaradığını düşünmüyorum.
Yorumlar