Ana içeriğe atla

Julieta


Julieta sevgilisi Lorenzo ile Portekiz'e taşınacaktır. Eşyalarını toplayan kadın Madrid'i bırakıp bırakmama konusunda kararsızdır ta ki yolda bir kızla karşılaşana kadar. Beatriz ile konuşan Julieta kızının Como Gölü'ne yakın bir yerde yaşadığını ve 3 çocuğunun olduğunu öğrenir. Ve Portekiz'e gitmekten vazgeçer. Çünkü kızı Antia geri dönerse onu evinde bulabilecektir. Eski evine taşınan Julieta geçmişi düşünerek kızının gelişini bekler.
Bir okulda öğretmenlik yapan genç Julieta tren yolculuğu sırasında yaşlı bir adamla aynı kompartımana düşer. Onunla sohbet etmeyi reddedip yemek bölümüne gidince hayatının aşkı olan Xoan ile tanışır. Ne var ki yaşlı adam kendini trenin önüne atarak hayatını kaybeder. Julieta ise o gece Xoan ile deliler gibi sevişir ve hamile kalır. 
Julieta'yı köyüne davet eden balıkçı Xoan karısını bir gün önce gömmüştür. Uzun zamandır yatalak olan kadına destek olan Marian da Julieta'nın evde olmasını pek istemez. Ancak Xoan ve Julieta uzun bir süre o evde yaşarlar. Kızları Antia doğunca Marian biraz daha yumuşamıştır. Xoan'ın Ava ile ara sıra yatmasına Julieta ses çıkarmaz. Çünkü Ava onun da arkadaşı olmuştur.
Antia kampa gittiği bir gün Julieta, Xoan ile biraz atışır. Fırtınanın geleceğini söyleyen adam balığa gideceğini ima eder. Julieta da bunu umursamaz. Onu aldattığını bildiğini kocasına söylemiştir. Xoan çıktığı balık avından geri dönemez. Antia ise en yakın arkadaşı Beatriz ile birlikte olmak için annesini Madrid'e taşınmaya zorlar. Annesine bakan onu depresyondan çıkaran kız bir anda ortadan kaybolur. Her şeyden uzaklaşarak inzivaya çekilmeye  karar vermiştir. 
Julieta bıkıp usanmadan kızını arar ve bir gün geri gelecek umuduyla onu bekler. Hatta her doğumgününde ona pasta kesmeyi de ihmal etmez. Ancak Antia'nın gerçekleri anlaması için derin bir acı yaşaması gerekmektedir. 
Nobel Ödülü alan Kanadalı Alice Munro'nun kısa öykülerinden uyarlanan "Julieta", Pedro Almodovar'ın son filmi. Bir o kadar renkli ve bir o kadar içli. Bu sefer anne-kız ilişkisini konu alan bir filmle karşımıza çıkan Almodovar biraz tempoyu düşürmüşe benziyor. İzlemek isteyenlere iyi seyirler:)



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...