Ana içeriğe atla

Black Mirror-San Junipero


Black Mirror, bugünlerde en çok konuşulan dizilerden biri. Twitter'da sürekli TT oluyor ve yeni fanlarını yaratıyor. Ancak diğer dizilerden farklı konseptiyle hedef kitlesi çok geniş değil. Zaten yaratıcısı Charlie Brooker'ın da böyle bir amacı yok. Spekülatif kurgusuyla her bölüm farklı bir dünyayı izleyiciye sunuyor. Aslında içinde olduğumuz yaşamın böyle devam ederse varacağı karanlık noktayı bize bir nevi göstermeye çalışıyor. 
San Junipero, 3. sezonun 4. bölümü... Bizi genelde geleceğe götüren yazar bu sefer 80'lerle aklımızı başımızdan alıyor. Yorkie, 87 yılının eğlenceli bir akşamı sokaklarda gezinir. Yeni bir dünya keşfediyormuşcasına etrafına bakınan kız, arabada müzik dinleyerek gezen gençleri izler. Bir yandan televizyon satan bir mağazanın vitrinine takılır. "The Lost Boys" filminin afişinin asılı olduğu yerdeki Tucker's barı görür ve kapıdan içeri girmek üzere olan Kelly dikkatini çeker.
Yorkie kendini barda bulur. Atari bölümünde takılırken yanına gelen çocuk ona başka bir oyun önerir. Araba yarışı oyunundaki kaza anını gören kızın rengi değişir. O bölümden uzaklaşıp bir yere oturur. Herkes içki içerken o kola içmektedir. Peşindeki erkeklerden kaçan Kelly, ona bir numara yapmasını teklif eder. İkisi arkadaş olduklarını söylerler. Amacı tek gecelik ilişkisini başından savmaktır. 
Bu oyun Yorkie'nin de hoşuna gider. İkisi barda sohbet ederler. Yorkie'nin orada ilk gecesidir ve Kelly'nin gözünde o bir turisttir. Hiç dans pistine çıkmamış olmasına şaşıran Kelly ona dokunarak gece yarısını 2 saat olduğunu söyler. Amacı hiç yapmadığı bir şeyi ona yaşatmaktır. Yorkie ise tedirgin bir şekilde nişanlısı olduğunu söyler. Kelly'ye göre; San Junipero bir parti yeridir ve insanlar özgür olmalıdır.
Bir hafta sonra Yorkie yine aynı yere gider. Çünkü Kelly'yi görmek istemektedir. Evde seksi kıyafetler denese de yine en rahat olduğu şeyleri giyer. Kelly, her hafta olduğu gibi havalı bir şekilde peşindeki erkeği reddetmektedir. Başka biriyle vakit geçirirken Yorkie onu bir köşede bekler. Tuvalette buluşan ikili eve gitmeye karar verirler. Atlatılan bir trafik kazası Yorkie'nin korkmasına neden olmuştur. Kelly ise anlam veremez çünkü ikisi de orada ölümsüzdür. Güzel bir gecenin sonunda saat 12 olur ve ikisi yatakta öylece yatarlar. 
Kelly, Yorkie'ye aşık olmamak için gitmiştir. Yorkie onu aramaya başlar. Hatta "Bataklık" diye bilinen yere bile gider. Orada gördüğü Kelly'yi takıntı yaptığı çocuk, ona diğer zamanları denemesini önerir. Yorkie ısrarcıdır. 1980-1996-2002 senelerini dener. O sene çıkan filmler, reklamlar ve hit şarkılar eşliğinde aşkı arayan Yorkie, sonunda Kelly'yi bulur. İkisi tekrar birlikte olurlar ve gerçek dünyada birbirlerini görmeye karar verirler.
Yaşlı Kelly, huzurevinde sakince ölümü beklerken Yorkie'yi ziyarete gider. Onu hastanede bulur. Ailesi çok tutucu olan Yorkie, onlara lezbiyen olduğunu söyledikten sonra bir trafik kazası geçirmiş ve komaya girmiştir. 20 yaşlarından beri hareketsiz yatmaktadır. Nişanlısı da aslında hastabakıcısıdır. Onunla evlenip Yorkie'nin San Junipero'da dünyada yaşayamadığı hayatı yaşamasını sağlayacak kişidir. Kelly Yorkie ile evlenir ve onunla mutlu olmaya karar verir.  Ancak gerçek dünyada yaşanmışlıklar bu sefer onun engeli olur. 
Kelly aslında mutlu evliliği olan bir kadındır. Kızını kaybettikten sonra kocası San Junipero'yu reddetmiştir. Kelly de onların yanına gitmeye karar vermiştir. Ailesini bulma garantisi olmasa da San Junipero'da Yorkie ile eğlenceli bir hayatı seçip seçmeme konusunda kararsızdır. Yorkie ise ısrar eder ve hayatında ilk defa yakaladığı aşkı yaşamaya başlar.
"Heaven Is A Place On Earth" eşliğinde Kelly ve Yorkie buluşur, sonsuz mutluluğu yakalamışlardır. İnsan öldüğünde en sevdiği yaştadır. 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Allacciate Le Cinture - Kemerlerinizi Bağlayın

Yönetmen Ferzan Özpetek'in son filmi "Kemerlerinizi Bağlayın" dün Türkiye'de vizyona girdi. Bu havada Ferzan filmi iyi gider diyerek arkadaşlarla bilet aldık. Koltuklarımıza kurulduktan sonra yağmurun sesiyle açılış sekansı başladı. Hareketli kamera şiddetle yağan sağnağı adeta bize yaşattı. Otobüs durağına varınca da bir tilt ile filmin başrol oyuncularıyla tanışmış olduk hemde bir ırkçı kavga sebebiyle. Güzel Elena, bir barda garson olarak çalışmaktadır, en yakın arkadaşı ise gay Fabio'dur. Fabio ise Silvia ile oturmaktadır. Akşamları eve gelmemesiyle bir sevgili edindiği anlaşılan Silvia, çareyi arkadaşlarıyla Antonio'yu tanıştırmakta bulur. Tamirci olan kaba davranışlı Antonio, Silvia'nın arkadaşları tarafından sevilmez. "Zıt kutuplar birbirini çeker" Antonio ve Elena birbirine aşık olur. Ancak Elena'nın iki senelik bir ilişkisi vardır ve maalesef! o da Silvia'ya aşıktır.  Bara gelen Antonio bir bardak birayı fondip yaptıkta...

Terminus'da Ne Var? "The Walking Dead"

Kim ölür kim kalır meselesi... İzlemeden okumayalım lüften. 4. Sezon 8. bölümün sonunda herkes hapishaneden dışarı savrulmuştu. Gözü dönmüş vali gidip bir kampı kendine göre düzenlemiş, görünürde bir aile bile kurmuştu. Ancak bu hayat onun için yeterli değildi. Kendi kendine hapishanedekileri (yani Rickleri) düşman edinmişti ve intikam almalıydı. Kamptakileri doldurup hapishaneye sürdü. Ve Hershel'in kafası gövdesinden ayrıldı... Sapkın vali bunu Michonne'nin kılıcıyla yaptı. Sonrasında karşılıklı bir saldırmaca sürdü. Otobüsle hapishaneden ayrılanlar ve bir sağa bir sola savrulanlar oldu. Ne hikmettir ki ilerleyen bölümlerde otobüsün en güvensiz yer olduğu anlaşıldı. 8. bölüm sonrasında "The Walking Dead" fanatikleri merakla bekledi. Kim nereye gitti, nasıl buluşacaklar? Rick ve Carl, Judith'i kaybetti ve bunu uzun bir süre üstlerinden atamadılar. Ağır yaralı olan Rick'i oğlu Carl gözetti. Bu süreçte babasıyla bazen monolog bazen de dial...

Bulantı-Zeki Demirkubuz

"Var olmaktan başka hiçbir şey yok" Film, Jean-Paul Sartre'ın "Bulantı" isimli kitabı akla getiriyor... Filmdeki Ahmet  varoluşundan pişman mıdır bilinmez ancak nevrotik bir kaçış sürecinde olduğu kesindir. Karısını ve oğlunu uzaklara uğurlar. Gözü yaşlı eşi "Biz seni darlamışız" diye serzenişte bulunur giderken... Ahmet'in umurunda değildir. Çünkü onlar gidince de darlanmaya devam eder.  Karısı ve oğlu kaza geçirip öldüğünde Ahmet bir kadınla evde sevişmektedir. Telefonu defalarca çalar ve açmak istemez. Hatta sabahları evi toplamaya gelen kadın ona polisin aradığını söylese de durum değişmez. Ahmet sürekli bir kaçış içindedir. Gerçeği öğrenince onun acısına bile uzak kalırız. O yatak odasındayken kamera koridordadır ve film biraz daha uzak bir tarihle devam eder.  Ahmet yine eski Ahmet'tir. Sevgilisi ile daha rahat görüşecek diye düşünürüz ancak onun aramalarına cevap bile vermez. Çünkü ayrılmak istediğini yüzüne söyleyecek cesareti...