Timbuktu halkı, iyi-kötü yıllardan beri süregelen alışkanlıklarıyla yaşamaktadır. Ancak bir gün eli silahlı, yüzü peçeli askerler gelirler. Başka şehirlerden ve ülkelerden gelen bu adamlar kentten de birkaç kişiyi aralarına katarlar ve günden güne güçlenmektedirler. Ve şeriatın kanunlarını -aslında kendi koydukları kuralları- sokaklarda megafonla ilan etmeye başlarlar. Erkekler uzun paçalı pantolon giymeyecek, müzik yapılmayacak, futbol oynanmayacak, kadınlar yüzlerini örtecek ve eldiven kullanacaklar, sokağa mümkün olmadıkça çıkamayacak gibi nefes almanın da suç olacağı günlerin habercisi olacak yasaklar başlar. Timbuktu halkı biraz cesurdu ki bu yasaklara karşı çıkan en az bir, iki kişi bulunur. Paçası uzun olan bir adam çareyi pantolonunu çıkarmakta bulurken, gençler top olmadan futbol oynarlar, eldiven giymeyen balıkçı kadın isyan ederek "alın ellerimi kesin" diye cihatçılara başkaldırır. Kadının dediğine göre onlar geldikten sonra peçe takmak zorunda kalmışlardır....