Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hava Soğukluğu-W

Birden bire soğuyan havalar ve annemin dırdırı bende  kalp sıkışıklığına neden oluyor. Hava 5 dereceyi gördüğü için bu güzel Ekim ayında bende mont giymek zorundayım. Yağmur yağdığı içinde şemsiye taşımak... Atkı var, çanta var. Bindiğim Sarıyer-Beşiktaş otobüsü 33 derece idi. Şu an Portekiz İspanya sıcaklığında. Boynumdaki atkıyı yedim sandım. Yanımdaki kadının da ayakları şişti zor indi durakta.Kocaman bir plazada iş görüşmesine gitmiştim. O amaçla bu otobüsü kullandım yoksa motordan şaşmıyorum! O güzelim plazaya girdim. Ayağımda Lafuma dağ botları! Görevli "Nereye gelmiştiniz?" diye sordu. Adam dıştan tırmanacağımı sandı herhalde. Cevabını bende bilmiyordum. Not defterime baktım, yazmamışım. Telefonla aradım şirketi. Kız kızdı bana "Nereye başvurduysanız, orası" dedi. Alındım çok. Ama adın ilk harfini kaptım. W idi. Sonunda buldum. Görüştüm çıktım. Beklediğim odadaki bir lamba yanıp sönüyordu. Bağımsız film karesi oldum! Neyse adam açık konuştu 3 ay sonra a...

Kutluğ Ataman Sergisi

http://www.arter.org.tr/W3/?sAction=CurrentExhibitions Arter'deki Kutluğ Ataman sergisi görülmelidir! Özellikle de Metin Çavuş'un 222 dakikalık Kutluğ Ataman Belgeseli izlenmelidir! Hemde hepsi! Sizi içine çeken ve gitmenizi engelleyen müthiş bir akışı var. Metin Bey'in eline sağlık. Kutluğ Ataman'ın da yarattığı dünyanın sonsuz olması dileğiyle...

Penti Çorabıyla Ünlü Empatisi Kurmak...

Hayırlı bir cuma günü Penti'den aldığım Bebek desenli çorabı giyip kendimi Taksim'e attım. Allahım herkes bana bakıyor, çorabıma bakıyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Böyle olacağını bilseydim dedim içimden bu çorabı giymeden önce 3 kez düşünürdüm. Ama hiç düşünmeden giydiğim için böyle oldu. Reklam oldum... Daha doğrusu çorabın reklamı oldu. Yok satıyor diye duyduğum çorabı benden başka giyen yok mu diye düşündüm. Aslında ona kanıp almıştım ama kimsede görmemiştim. Taksim yetmedi Karaköy oradan da Kadıköy'e vardım. Aynı tepkiler yine "Aa çoraba bak" diye birbirlerini dürten onlarca insan... Eve dönüş yolunda anladım ki ünlü olmak nasıl birşey diye merak edenler bu tarz bir deney yapabilir. Ünlü olmak istemediğimi anladım. Herkes bana bakmasın, herkes birbirine beni göstermesin. Allah korusun böyle durumlarda... Penti'ye mail attım bana borçlandılar. Umarım öderler...İyi bir reklama ihtiyaçları var. Bu kadar çorap satıyorlarsa giydirmeliler de!

1001 Belgesel

14. Uluslar arası 1001 Belgesel Film Festivali Nice Belgesellere… 14. Uluslar arası 1001 Belgesel Film Festivali; 29 Eylül-3 Ekim 2011 tarihleri arasında düzenleniyor. Festivalin bu yılki teması ise ““DAR ALANLAR / DARALANLAR” olarak belirlenmiş. Bu yılki festival izleyicisi daha bir coşkulu daha bir meraklı… Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nin kapısı belgesel izleyicileriyle dolup taşmış. İlk izleyeceğim film “Kamenge Kuzey Mahalleleri” Manu Geros, Savla Munoz’un filmi tam 58 dakika. Tam 5 dakika geç kalıyorum koşarak içeriye girmek isterken görevli gayet ciddi bir şekilde uyarıyor “Lütfen bir daha geç kalmayın yoksa salona alınmayacaksınız”. Özür dileyerek salona giriyorum. Film Siyah bölüme ait yani; İnsanın İnsana Ettikleri: Haklar, haksızlıklar, savaşanlar, savaşılanlar, ezilenler, ezenleri anlatan filmler.   Alecis Sinduhije, Burundi ülkesinin özgürlük ve adalet savaşçısıdır. Hutular ve Tutsiler arasındaki anlaşmazlıkların biteceğini ve ülkenin barış içinde yaşayabileceğ...