6 Ocak 2022 Perşembe

100 Milyon Aptalın İzinde I Sanma no Aji

 Yasujirō Ozu’nun “Günaydın” filmindeki bir sahne yıllar önce aklıma kazınmıştı… 1950 yılında Japonya’nın bir banliyö kasabasının tek bir televizyonu vardır. Minoru ve İsamu Hayashi kardeşler, okul sonrası TV ziyaretlerinde sumo güreşi izlemek için çoğu kez İngilizce derslerini asarlar… Eve geldiklerinde, anneleriyle babalarına onlara bir televizyon almaları için yalvarırlar. Ancak babaları buna karşıdır, televizyonun varlığının ortaya “100 milyon aptal” çıkaracağını düşünmektedir. Baba, oğullarına bu konuda konuşmamalarını söyleyince, çocuklar susmaya ant içerler. Ancak bu protestoları, sonunda bütün mahalleyi kaosa sürükler…

“Güz Öğleden Sonrası” filminin açılış sekansı alışılmışın dışında bir endüstri bölgesi ile başlar. Shuhei Hirayama, fabrika bacaları gören ofisinde oturmuş sekreterinin getirdiği belgeleri imzalamaktadır. Birkaç gündür işe gelmeyen bir çalışanın evlenmek üzere olduğunu öğrenir. Hemen arkasından ofise gelen bir arkadaşı da ona kızının evlenme yaşının geldiğini söyler. Hirayama ise kızı Michiko’nun yaşının henüz küçük olduğunu savunur. Evliliğin acelesi yoktur! Bu sefer konu başka bir arkadaşlarının genç bir kadınla evlendiğine gelir. Böylelikle filmin çekildiği yıl olan 1962’de Japon toplumunda evliliğin ne kadar önemli olduğunu anlarız. İkisi akşam buluşmak üzere sözleşirler. Tabii kendine genç bir eş alan Horie de onlara katılacaktı.

Akşam toplanan arkadaş grubu bir yandan beyzbol maçının sonuçlarını merak ederken diğer yandan da Horie’nin evliliğini konuşurlar. Asıl merak edilen onun cinsel gücü arttırıcı hap kullanıp kullanmadığıdır. Horie ise karısının onlara katılacağını söyler. Diğerleri bu duruma pek sıcak bakmaz, ‘kadınlar her zaman eşleriyle gezmez’ diye söylenirler. Daha doğrusu bu sadece erkeklerin buluşmasıdır. Horie ise genç ve güzel eşinin onu yalnız bırakmamasıyla övünmeye başlar. Hatta yaşının küçük olmasının yararlarını anlatır. Bu esnada gelen eşi onu alıp eve götürür. Arkadaşları sohbetlerinin bölünmesinden pek hoşlanmasa da içten içe ona özenirler.

Koichi, Hirayama’nın büyük oğludur. Bekar insanların eş beklentisi olurken onun eşinin de başka beklentileri vardır. Komşuda gördüğü son model ev eşyaları gibi… Ona istediğini almayan kocasına karşı tavırlıdır. Kazuo ve Michiko ise evdeki diğer bekarlardır. Michiko bir talibi olduğunu öğrenince ilk aklına gelen babasının ve kardeşinin nasıl yalnız yaşayacağıdır. Bu konuda çok sert olan kız evde evlilik lafını açtırmaz.

Hirayama eski sınıf arkadaşlarıyla bir akşam toplanır, sake yerine viski ve bira içmektedirler. Eski hocaları da onlar katılmıştır. Sarhoş olan adamı eve bırakan Hirayama orada hocasının hiç evlenmemiş kızı Tomoko’yu görür. Zamanla yaşlı bir adama bakmanın maddi ve manevi zorluğunu farkedince kızını evlendirmenin gerektiğini anlar.

Tokyo sokaklarını neonlu tabelalar, bar reklamları ve batılı giyim tarzını benimsemiş insanlar doldurmaktadır. Bu barlardan birinde içki içen Hirayama savaş zamanında kaptan olduğu günleri eski bir askeriyle yad eder. “Savaşı kazansaydık şu an New York’ta olurduk” diye söylenirken bir anda aslında savaşı kaybetmenin Japonya için daha iyi olduğuna kanaat getirirler. O arada barın sahibesinin eski karısına benzemesi dikkatini çekmiştir.

Eve geldiğinde bunu çocuklarına anlatır. Ailenin erkekleri babalarının başka bir kadını düşünmesini desteklerken Michiko ise kadının yüzünü bile görmek istemez. Hirayama arkadaşlarının baskısına dayamaz ve kızını karşısına alıp sorar. Evliliğe niyeti var mıdır? Michiko hala onları bırakmak istememektedir. Ancak abisinin evinde tanıştığı bir çocuk hoşuna gitmiştir. Yengesi abisiyle bir golf sopası krizi yaşasa da buradan tek karlı çıkan yeni tanışan gençler olmuştur. Evin küçük oğlu Kazuo da biletçi bir kıza gönlünü kaptırmak üzeredir.

Baba Hirayama oğlu Koichi ile barda kızının geleceğini konuşur. Yeni damat adayı Miura’ya kefil olan Koichi, bir yandan da babasının annesine benzettiği bar sahibini incelemektedir. Miura ile baş başa konuşulunca gerçek ortaya çıkar. Başka biriyle nişanlı olan çocuk, Michiko’nun evlenmek istemediğini bildiğinden dolayı ondan çoktan vazgeçmiştir. Durum bir cesaret Michiko’ya anlatılır. Kız şansı olmadığını anlayınca babasının tanıştırmak istediği kişiyi kabul eder. Miura’nın aşkını kalbine gömmüştür.

Michiko sessizce evliliğe razı gelmiştir. Bir bakıma babasını kırmak istememektedir. Kızını evlendirdiği gece Hirayama için biraz zor geçer. Önce arkadaşlarıyla vakit geçirir sonra da bara gider. Orada bar sahibesiyle sohbet eder. Kadın onun en sevdiği plağı koyar. Eve dönünce bu sefer onu gelini karşılar. Kızının dediği gibi geciktiğini ve alkollü olduğunu söyler. Onlar evine gidince küçük oğluyla yalnız kalan adam marş söylemeye başlar. Kendini yalnız hissettiğini itiraf etse de oğlu uyumaya niyetlendiği için duymamıştır. Artık evin erkekleri kendi işlerini kendileri halletmek zorundadır ta ki onlarla ilgilenecek bir eş bulana kadar.

Pamuk Şeker Tadında Bir Film: L♥DK

 “Eğer okulun en yakışıklı çocuğu geçerken kızlar birbirini ezercesine onu izliyorsa orası Japonya’dır”.

Sevimli bir kız olan Moe, popüler çocuğa okulun ortasında “Seni seviyorum” diye bağırır. “Göz zevkimi bozuyorsun, çok sinir bozucusun” yanıtını alınca olduğu yere mıhlanır. Kızı yakın arkadaşları teselli etmeye çalışırken diğer kıskanç kızlar gülüşürler. Nishimori Aoi sert bir kızdır, bu yapılanı Shuusei’e ödetmek ister, karşısına çıkıp ayar verir. Shuusei ile biraz ileri gidince kendini merdivenlerin sonunda bulur. Nishimori acıma duygusuyla onu hastaneye sırtında taşır. Taksi servisi gören kız, en sonunda Shuusei’yi eve bırakır ve o da ne? Gözlerine inanamaz. Çünkü aynı binada yaşamaktadırlar.

Nishimori kendini bir anda hizmetçi modunda bulur. Shuusei’nin odasını temizler, eşyalarını yerleştirirken yangın söndürme fıskiyesini patlatır. Tamir işleri hallolana kadar 1 hafta ikisi Nishomori’nin odasında yaşayacaklardır. Shuusei, Nishomori’nin odasını işgale başlar, kızın yemeklerini yer, yatağına el koyar ve çöpleri bile ona attırır. Canınından bezen Nishimori, eve bazı kurallar koyar ve odayı perdeyle ikiye ayırır.

Hasta olma sırası Nishomori’dedir. Soğuk algınlığına yakalanır. Ancak Shuusei onunla pek ilgilenmez. Her gençlik filminde olduğu gibi L3DK’de de aşk üçgenleri ortaya çıkar. Nishomori’den hoşlanan bir aşçı, Shuusei’nin çocukluk arkadaş. Hepsi bir piknikte toplaşırlar. Nishomori’nin tek derdi Shuusei ile kaldığının okulda duyumamasıdır. Çünkü birlikte yaşayan çiftler okuldan atılmaktadırlar.

Asıl aşıklara aşık olanlar durumun farkına varırlar. Ne yazık ki elde etmek istedikleri kişilerin kalplerinde başkaları vardır. Lunaparka giden Nishomori ve Shuusei bunu bir randevu olarak kabul ederler. Tüm oyuncaklara binerek eğlenirler. Shuusei hız treninde korkusunu yener. İkisi bir sonraki etkinlik için randevulaşır. Kız kısmı içinde tutamaz… Nishomori, Shuusei’ye aşık en yakın arkadaşı Moe’ye durumu anlatır. Önce arkadaşıyla arasının bozulmasından korksa da Moe “tavlama stratejisi” belirlemesi için onu uyarır. Nishomori biraz daha cesaretlenir. Ancak çocuğun eski kız arkadaşı daha ısrarcıdır ve geçmişte bir sır olduğunu ima eder.

İşler yoluna girmeden önce biraz daha karışması gerekir… Shuusei’nin abisi Nishomori’ye yaklaşmaya çalışır ve onu zorla öper. Bu da küçük kardeşi çileden çıkarır. Nishomori saçlarını kestirir ve mutlu hisseder. Etrafındakiler onun hayatında değişiklik olduğunu anlarlar. Shuusei ise yarı zamanlı işe başlamıştır ve Nishomori’nin yaptığı yemekleri yanında götürür. Eski kız arkadaşı Satsuki onu yanında tutmak için elinden geleni yapar hatta Nishomori’yi arayıp onu kıskandırır. Çizmeyi aşmakta kendince haklıdır çünkü Shuusei için hastanelere düşmüştür. Satsuki her aradığında yanına koşan Shuusei aslında kullanıldığını anlamıştır.

Arkadaşları da durumu anlamıştır. Kız tarafı Nishomori’yi, erkek tarafı da Shuusei’yi uyandırır. Birbirleriyle iyi vakit geçirmenin yetmeyeceğini anlayan ikili kavuşma gecesini bekler. Yerel bir festivalde, yine havai fişek gösterisinin altında öpüşen genç aşıklarla filmin mutlu sonuna geliriz.

Gençlik Aşk Mevsimidir: Ao Haru Ride

 Yine gençler yine japon çiçekleri altındaki okul yolu…

Futaba Yoshioka, ortaokulda Tanaka Kun’dan hoşlanmaktadır. Lise koridorlarında da onunla karşılaşınca eski günleri hatırlar. Oysa genç kız arkadaşlarına hiç aşık olmadığını söylemiştir. Tanaka Kun’un adı Kou Mabuchi olmuştur. Yoshioka’nın aklı karışır, yanıldığını düşünür. Okul çıkışı aniden bastıran yağmurdan korunmak için bir yere sığınınca orada Mabuchi’yi görür ve 13 yaşında yaşadıkları anı tekrarlarlar. Artık gördüklerinden emindir.

Sınıfta liderlik eğitimi seçimi vardır. Belirlenen 5 kişi bağları güçlendirmek için kampta bir arada çalışacaklardır. Yoshioka ve Mabuchi arkadaşlarıyla birlikte seçilirler. Hepsi diğer sınıflardaki temsilcilerle birlikte 2 günlük bir kamptadır. Yoshioka yardıma ihtiyacı olduğunda Mabuchi “Sen yaparsın” diyerek onu geçiştirir. Sınıfın en saf ve beceriksiz görünen kızına yardım etmektedir. Başka sınıftan bir çocuk da Yoshioka’ya yardım eder. Sunum anı geldiğinde Yoshioka çuvallar, bu kampı sadece “eğlence” olarak tanımlar.

Her yeni gün yeni bir başlangıç demektir. Ekibin diğer üyeleri Yoshioka’nın sunumuna yardımcı olur. Ve hepsi gündoğumunu birlikte izlerler. Yoshioka eski aşkıyla vakit geçirmekten dolayı çok mutludur. Ancak birkaç gün önce yakın arkadaşlarına karşı savunduğu sınıfın saf ve güzel kızı, Mabuchi’ye aşık olduğunu söyler. Yoshioka kalakalır, ikisi bir nevi rekabete girmiştir.

Yakışıklı Mabuchi ise geçmişinde bir sır saklamaktadır. Yüzünün gülmemesi ve eğlenme hakkının olduğunu düşünmemesi annesinin ölümü yüzündendir. Onu yalnız bıraktığı için kendini suçlamaktadır. Yoshioka ise ona koşar ve yaralarını sarmasına destek olmak ister. Bir rakip yetmiyormuş gibi Mabuchi’nin eski sevgilisi de onu aramaya başlar. Yoshioka ise Mabuchi ile yaz festivalinde havaifişek gösterisi izlemeye niyetlidir.

Yoshioka’nın da peşinde erkekler vardır. Ona kampta yardım eden çocuk konserine davet eder. Bu Mabuchi’nin gözünden kaçmaz. Onun gözünden kaçmaması da eski sevgilisinin gözünden kaçmaz. Aşk üçgenleri an be an artmaktadır. Eski sevgilinin gözü daha karadır, “Hayattaki tek varlığım Mabuchi” diyerek ona sığınır. Yoshioka ise açıkça reddedilebilmek için aşık olduğu çocuğun karşısına çıkar ve onu sevdiğini söyler. “Seninle çıkamam” cevabını alınca da acısını kalbine gömmeye karar verir.

Yoshioka’ya ilan-ı aşk eden Kikuchi kızın aklını karıştırır. Tam her şey rayına girecekken Mabuchi’nin eski haline dönmesi gerektiğine karar veren arkadaşlarının zoruyla Yoshioka ile Mabuchi bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculuk sonunda geçmişiyle yüzleşen Mabuchi sonunda Yoshioka’ya karşı bir adım atar.

Sanat Koleksiyonu Olan Zengin Bir Adamın Öyküsü-7

  God of Art- Sanat Tanrısı 7. ARTEMİS Sabah uyandıklarında Artemis pek bir şey hatırlamamaktaydı. Yatakta yalnızdı. Aklında tek kalan p...